23 Temmuz 2020 Perşembe

kırılgan hayaller

Yaşam denilen serüvenin içinde, iyisiyle- kötüsüyle herkesin ait olduğu bir yer var dünyada.
Kimisi her istediğini anında elde ederken, kimisi fırtınalı bir okyanusta teknesiyle su üstünde kalmaya çalışan birer kaptan gibi mücadele vermekte.
Zorlu yollar istisnasız herkesin karşısına çıkıyor zaman zaman.. Bütün bunları aşabilen de oluyor, aşamayan da..  Aslında biliyor musunuz? Her şeyi zorlaştıran insanlar, başka hiçbir şey değil.
Bir şeyleri oluşturmak mı daha kolay yoksa yıkmak mı?
Kumdan bir kale örneğiyle cevabı rahatlıkla bulabileceğinizi düşünüyorum. İnsanları kırmak- yıkmak öyle kolay ki özellikle günümüzde..
Aslında Platon günümüzden binlerce yıl önce farkındaydı bu durumun, o sebeple şöyle söylemişti..

"Düşünceli olun, çünkü karşılaştığınız herkes inanın en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor."



Hiç kimseyi herhangi bir konuda küçümseme hakkına sahip değiliz, çünkü hiç kimsenin iç dünyasına- düşüncelerine ve neler yaşadığına hakim değiliz. Gülümseme pek çok zaman bir maske olabilir, bazen gülümsemeler de çok şey yansıtır derinlerde..
Peki nedir insanları hayata bağlayan? Nedir hâlâ dünyayı yaşanabilir kılan?
Bunun cevabı muhtemelen hayaller olurdu. Daha iyi bir dünyanın hayali, daha iyi bir yaşamın hayali.. Hayaller, umutlar güzeldir. İnsanı hayatta tutarlar. Ama unutmayın, hayaller ve umutlar aynı zamanda kırılgandırlar! Hiç kimsenin kırılgan hayallerini bir dokunuşla un ufak etmek istemezsiniz.
Keşke her şeyden önce empatiyi aşılayabilseydik tüm bu dünyaya..
Herkes hırslarıyla değil de vicdanlarıyla yaşayabilseler.. Bu konuda en değer verdiğim sözlerden birini de burada paylaşmak istiyorum.
Keşke herkesin ömrü, vicdanı kadar olsa... - Antoine de Saint Exupery
Bazen sessizlik en huzur veren şeylerden biri olsa da bazen tam aksine adeta bir kılıç kadar kesin olabiliyor.



Sessizliğin içinde duymak istemediklerini duymak, en derinlere gitmek ve bir parça daha eksilmek...
Nice gemiler batar içimizde, sessizce.. Ve daha nicesi batacak elbette, ama biz bundan bir ders çıkaramayacaksak hepsi boşa gitmiş olacak. Hayatta her şeyin bir sebebi var buna şüphe yok. Zaferlerin de, kayıpların da, hataların da.. Her biri bizi daha güçlü kılmak için değil mi?
Mucizelerle dolu bu dünyayı cennete çeviren insanlar da var, tam tersini başaran da..
Her insanın ruhunun saf ve temiz olduğuna inanırım. Ve herkesin içinde bir şeytan da var buna şüphe yok. Vicdanlarının ağırlığıyla onu kontrol edebilenler güzel ve kaliteli bir yaşam yaşıyorlar. Bunu başaramayanlarsa günden güne biraz daha alçalıyorlar, kalp kırıyorlar- maddiyat için insanlara- hayvanlara- doğaya zarar veriyorlar. Fakat onlar bu dünyada her zaman kötü olarak hatırlanacaklar. Ama bunun tam aksine, iyiliklerle hatırlanmak bu dünyanın en muazzam değerlerinden biri değil midir? Bakın bir hayata tutunma sebebi daha!
İyilik her zaman en büyük motivasyon kaynağı olmalı hayatta.. Aç bir hayvanı doyurduğunuzda kalbiniz huzur ve mutlulukla doluyorsa şüphe yok ki siz iyi bir insansınız. Karşılık beklemeden iyilik yapıyorsanız, yine aynı şekilde siz iyi bir insansınız. Başkalarının mutluluğu için sevinip, hüznüyle üzülüyorsanız yine aynı şekilde..İyi ki varsınız!

Bu kısa yazımda belirtmek istediğim şeylerden birisi iç huzurdu. İç huzurunuzu bulabilmek adına gereken her şeyi yapın, ama asla bu uğurda birilerini ezmeyin- üzmeyin, kimsenin ah'ını almayın.
Sevin, saygı duyun, hiç kimsenin zayıflığıyla dalga geçmeyin ki dünyamız yaşanabilir bir yer olarak devam etsin.

Son olarak sevgiyle ve müzikle kalın
ironicl3

https://open.spotify.com/track/2MnCQcwRVQkRElndGQv3Y4?si=JYLOv8HLSKe1_4HOHsXBKQ





7 yorum:

  1. Okuduğum yazılar ve dinlediğim çeviriler sayesinde anladım ki siz gerçekten umudun olmamasına inanmıyorsunuz. Sanırım dünyamız birbirimizin acılarını duyabildigimiz sürece yaşanılır olacak. Teşekkürler sevgili ironicl, en azından bana benim düşüncelerimin aynasını tuttuğun için...

    YanıtlaSil
  2. Evet tam anlamıyla öyle düşünüyorum, hatta inanıyorum ki. İnsan içten içe umutsuz olsa da- bunu dışa vurmamalı. Bazı insanların umutları öyle kırılgan, öyle narin ki..
    Güçlü görünmeyi başarmalı insan, başkalarına da güç verebilmek için..
    İçinde fırtınalar kopsa da gülümseyebilmeli, yaşama tutunabilmeli..
    Ben teşekkür ederim değerli yorumunuz için...

    YanıtlaSil
  3. Dışarıya gülümsemek içerdeki umutsuzluğu gizleyebilir mi sizce öyleyse de nereye kadar başarabiliriz bunu, yeni bir umut kaynağı bulmayı beceremiyorsak?

    YanıtlaSil
  4. Yeni bir umut kaynağı bulana kadar başarabilmek gerekiyor diye düşünüyorum. İnanın hayatta ufacık diyebileceğimiz ayrıntılar bile uzun vadede hayatımızı değiştirebiliyor. Küçücük iyilikler bile ne güzel renk katabiliyor insanın kalbine.. Ben içten içe biliyorum, inanıyorum ki güzellikler hep var. Yalnızca biz bazen nasıl bakacağımızı bilemiyoruz- haliyle göremiyoruz.. Küçük Prens kitabından bir alıntı paylaşmak istiyorum.

    "En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler, asıl görülmesi gerekeni görmez."

    YanıtlaSil
  5. Haklısınız galiba bazen bakış açılarımızı değiştirmemiz gerekiyor başka kalplerin sesini duya duya. Dilerim sizin yazılarınızı daha çok okurum , gerçekten için rahat ediyor iyi ki yazıyorsunuz ; duyuyoruz başka kalpleri
    Ben de bir alıntı paylaşayım istedim :" sessiz değilsin büyük bir gürültünün içindesin duymuyorlar..."

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ederim yeniden yorumunuz ve alıntınız için..
    Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  7. Ne demek efendim, ben size teşekkür ediyorum siz de sevgiyle kalın :)

    YanıtlaSil