19 Şubat 2019 Salı

Ruhunuza dokunun..

Pek çok insan bunun farkına varamasa da, her insanın  zaman zaman yalnızlığa büyük ölçüde ihtiyacı var.
Özellikle şehir hayatının getirdiği bu yoğun tempo, maddiyat odaklı bir toplum aslında bizi doğal varoluşumuzdan epey uzaklaştırıyor....
An'ı yaşayamadan, yaşama dair en ufak düşünemeden, yaşayıp giden milyarların olduğu açık.

Günde ya da en azından 2-3 günde bir sessizlik ya da frekanslarımızı yükseltecek müzikler eşliğinde oturup düşünmeye o kadar ihtiyacımız var ki. Nasıl yediğimiz yemeklerle bedenimizi besliyorsak, bir şekilde ruhumuzu da beslemek zorundayız. Bldiğiniz üzere, sadece et ve kemikten ibaret değiliz. Pek çok hastalıkların da psikolojik nedenlerden oluştuğunu ve geliştiğini düşünecek olursak bunu yapmak bir tercih değil, ihtiyaç aslında..



Ve hayal kurmak... Bu günden güne kirlenmekte olan dünyadan bir an olsun sıyrılmanın en basit ve güzel yöntemlerinden biri.

Yatmadan önce daha güzel bir dünyanın hayalini kurdunuz mu hiç? 

Her gün kendinizi biraz daha olsun nasıl geliştirebileceğinizi düşünün. Nasıl daha faydalı olabiliriz kendimiz, çevremiz ve dünyamız için. Çevrenizi güldürmeye de çalışın, içiniz kan ağlasa bile. Bırakın bilmesinler içinizi, kimseye kendi tam anlamıyla tanıtmak zorunda değilsiniz. Siz kendinizi en iyi şekilde tanıyın yeter. Kendinize yeteri kadar zaman ayırdığınızda, iç sesinizi eskisine göre daha çok dinlemeye başladığınızda bunu başaracaksınız zaten...Kendi kalbinizi, kendi vicdanınızı görebilmelisiniz..
Ve kendinizle barışık olun, kendinizi sevin.. En önemlisi kendinizi affedin.. Geçmişte hatalar yapmış olabilirsiniz, kusursuz insan var mıdır? 
Hatalarınızı tecrübeye çevirdiğinizde geçmiş hatalarınızdan bile mutlu olabilirsiniz..
Ve kulağa bencil gelebilir fakat başkalarının mutluluğu için yaşamayın, kendiniz için yaşayın her zaman.. İstisnai kişileri ve aileyi elbette bunun dışında tutmak gerekiyor..Size emek vermiş insanlara asla sırtınızı dönmeyin.. Tıpkı kuklacı ve kukla örneği gibi...

Sevgilerimle
ironicl3